KPSS’NİN KALDIRILMASI ÜLKEYİ PARTİ DEVLETİNE GÖTÜRÜR

57. Hükümet döneminde, kamuda kadrolaşmanın önüne geçmek amacıyla kamuya personel alımlarının merkezi sınavla yapılmasına karar verilmiştir.  Bu uygulama sayesinde kamuda çalışmak isteyen herkes, eşit şartlarda KPSS’ye girip, aynı sorulara cevap verip memur olma hakkına kavuşmuş, böylelikle kamuda torpil arama dönemi de kapanmıştır.

O günden bu yana gençlerimiz, kimseye minnet etmeksizin, siyasi yandaş olmak zorunda kalmaksızın KPSS sınavına girerek, memur olmuş; kamuya personel alımlarına ilişkin şaibeler en aza indirgenmiştir. Ancak AKP iktidarıyla birlikte ortaya çıkan kopya skandalları ve bazı kurumlarda personel çalıştırılmasına ilişkin yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle iktidarın bu eşitliği bozmaya, hakkaniyete adalete ve liyakate uygun olmayan atamalar yapmaya çalıştığı  görülmüştür. Son olarak ise basın yayın organlarında, iktidarın KPSS’yi tamamen kaldırarak kurumların personel ihtiyaçlarını kendi belirleyecekleri yöntemlerle karşılamalarına yönelik bir düzenleme yapma amacında olduğuna ilişkin bilgiler verilmektedir.  Buna göre; ilgili kurumlar artık personel alımını kendisi yapacaktır, kendisi ilana çıkacak, isterse sözlü sınav da yapacaktır.

Yönetici atamalarından terfilere, tayinlerden geçici görevlendirmelere kadar, 12 yılda tahrip edilen hakkaniyet, adalet ve liyakat ilkesi, şimdi kamu görevlilerinin ilk işe alınışlarındaki merkezi sınavın kaldırılmasıyla tamamen yok edilmek istenmektedir. Bu girişim, AKP iktidarının “Ben kamuda açıkça kadrolaşmak istiyorum. Ben kimi istersem, kamuda o çalışır” demesidir. Bu girişim kamudaki kadrolaşma noktasında iktidarın geldiği can alıcı aşamayı göstermektedir. Bu yolla iktidar, kamuda daha rahat kadrolaşabilmek için kendisinden önce gelen 57. Hükümetin kurduğu güvenilir ve adil yapıyı kaldırarak yeni formülleri hayata geçirme iradesini ortaya koymaktadır.

 

 

 

Değerli Basın Mensupları;

Bu yolla KPSS sınavına giren 3 milyona yakın gencimizin hayalleri yıkılmakta, umutları yok edilmekte, emekleri hiçe sayılmaktadır. Devleti, kendisinden ibaret sayan bir anlayışın ürünü olan bu girişimlerdir.

Anayasanın 10. maddesi, “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmünü taşırken, KPSS’yi kaldırmayı planlayan zihniyet açıkça tarafsız, adil ve sosyal hukuk devletine isyan bayrağını açtığını ilan etmektedir.

Böylece bir tarafta kamuda görev yapabilmek için KPSS’ye umut bağlamış milyonlarca insanımız beklerden, diğer tarafta “işini bilenler” açık torpillerle kamuya atanacaktır. Böyle bir uygulamanın hakkaniyetle, eşitlikle ve adaletle bağdaşır hiçbir tarafı yoktur.

Siyaset koridorlarında referans bulmaya yönlendirilen vatandaşlarımızın, kamu hizmetlerini hangi ruh hali içinde yerine getireceklerini tahmin etmek pek de zor olmasa gerektir.  Önümüzde doğru uygulamalar varken, vatandaşlarımızın “bizden olanlar ve olmayanlar” diyerek ayrıştırmaya tabi tutulması son derece tehlikeli bir yaklaşımdır.

İnsanlarımızı iktidar partisi yandaşı olmaya zorlayan, “Bi-taraf olan bertaraf olur” anlayışının memur alım işlemlerinde de hâkim kılınmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Bu tarz yaklaşımlar, ülkemizin bir parti devletine doğru gittiğinin, vatandaşlarımızın en temel insan haklarından olan çalışma hakkının, iktidara yakınlık paralelinde, ellerinden alınmak istendiğinin göstergesidir. Bu bakımdan siyasi iradeyi insani, sosyal ve hukuki hiçbir dayanağı olmayan bu yanlıştan yol yakınken dönmeye, adalet ve eşitlik ilkesini gerçek anlamda hayata geçirmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde, ülkemizin önü alınamayacak bir ayrışmanın ve kadrolaşmanın pençesinde tehlikeli sulara doğru sürükleneceğini, tarihi bir uyarı olarak tüm kamuoyuna ilan ediyoruz.

Senin Düşüncen Nedir?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir