gkdijital
Sivas Medya | Sivas Haberleri
dr. kursad ergun
 » 
TARİHTEN DERS ALMAK
a aa
11 Aralık 2013 10:46
Feyzullah BUDAK
Feyzullah BUDAK TARİHTEN DERS ALMAK

1918’in kış ayları biterken Anadolu Türk’ü girmekte olan bahar aylarının coşkusunu yaşayamamakta, çünkü o günlerde Osmanlı coğrafyası ve bilhassa payitahtı İstanbul düşman çizmeleri altında kalmanın acısını yaşamakta, bu ıztırap Türk insanının yüreğine dalga dalga yayılmaktadır. Sadrazam (Başbakan) Damat Ferit Paşa’nın yürüttüğü iç ve dış politikalar, bu politikalar sebebiyle vatanın içine düştüğü felaketli hal, özellikle resmi görevlerde olmasına rağmen elinden bir şey gelmeyip gelişmeleri uzaktan seyretmek zorunda kalan vatanseverler için çok daha ağır ve elem verici bir hal almıştır. Bu acı gerçek dönemin Bitlis Valisi Mazhar Müfit Kansu için de gittikçe derinleşen bir elem kaynağıdır artık.

İşte böyle bir zamanda sıkıntı ve üzüntüler içinde bunaldığı bir gecede Bitlis Valisi Mazhar Müfit Kansu Sadrazam Ferit Paşa (Başbakan)’dan “Hususi, gayet mahrem, bizzat hallolunacak”  kayıtlarını taşıyan bir telgraf alır. Vali Kansu’nun (kendi ifadesiyle) tüyleri ürpererek okuduğu bu telgraf, tarihe gömülü bir niyeti ve sırrı açıklıkla ortaya koymaktadır.

Telgrafta şunlar yazılıydı (Bugünün Türkçesiyle);

“Doğu vilayetlerinden bazı kısımları Ermenistan’a terk etme mecburiyet ve zaruretinin hasıl olması muhtemeldir… Bir emri vaki karşısında kalınmamak için konuyu ortaya dökmeden ve uygun bir lisan ile şimdiden kamu oyunun buna hazırlanması yararlı olacaktır. Bu hususta gayret gösterilmesi, ehliyetli ve dirayetli Valiliklerinden beklenmektedir. Böyle bir hal gerçekleştiğinde, yerli halkın ve aşiretlerin ne gibi bir tavır takınacaklarının da gizlice ve münasip bir suretle araştırılarak neticenin doğruca tarafıma bildirilmesini rica ederim.”

Vali Mazhar Müfit Kansu hatıratında o anı şöyle anlatıyor; “Tüylerimi ürperterek ve beynimi durdurarak okuduğum bu rezilane telgraf, muhakkak ki Damat Ferit Paşa’nın biraz daha sıkıştırılsa doğu vilayetlerini Ermenistan’a terk edeceğini gösteriyordu. Hayatımda bana dehşet veren böyle bir kabuslu geceyi bir daha hatırlamıyorum.”

Tüm imkan ve vasıtaları elinde bulundurarak İstanbul’dan devleti yöneten hükümet erkanının Avrupa devletlerine teslim olduğunu ve onların baskısıyla doğu vilayetlerini Ermenistan’a vermeye hazırlandığını gösteren bu rezil telgraf karşısında Vali Mazhar Müfit Kansu ne yaptı dersiniz?

Vali Kansu telgrafa aynen şu cevabı verdi;

“Osmanlı mülkünden bir karış toprağı bile düşmana terk için kamu oyunu hazırlamak elimden gelmez. Bendenizde tasavvur buyurduğunuz ehliyet ve dirayet de buna müsait değildir. Bu gibi işlerde ehliyet ve dirayeti tarafınızca malum olan bir zatın yerime Vali tayin edilmesini rica ederim.”

Mazhar M��fit Kansu bu telgrafı İstanbul’a gönderdikten sonraki günlerde yayılan haberlerden “Mustafa Kemal Paşa’nın Üçüncü Ordu Müfettişliğine tayin edildiğini, Paşa’nın Sadrazam Damat Ferit ve kabine erkanı ile müzakere ve temaslarını bitirir bitirmez vazifesi başına hareket edeceğini” öğrendi.  Yine hatıratında anlattıklarına göre Vali Kansu, Mustafa Kemal Paşa’yı yakinen tanımamasına rağmen askeri başarıları  ve bilhassa Anafartalar’daki büyük zaferinden dolayı ona hayrandır. Ama buna rağmen yukarıda bahsedilen haberin mahiyetinden dolayı başlangıçta şöyle düşünmekten de kendini alamıyor; “Mustafa Kemal, Damat Ferit Paşa’dan vazife alıyor. Kabine azası ile temas ve müzakere halinde. O halde, bu Paşa da onlardan veya onlara dönmüş olanlardan biridir” Ancak yaptığı istihbarat sonucunda durumun düşündüğü gibi olmadığını anlayınca Bitlis Valiliğini bırakarak, Erzurum’da Mustafa Kemal’e katılıyor ve ölümüne kadar hep yanında oluyor.

Bu bilgileri size Mazhar Müfit Kansu’nun Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” adlı iki ciltlik hatıratından aktardım. Tüm bunları okuyunca insan ister istemez Mehmet Akif’in o meşhur dörtlüğünü hatırlıyor;

Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?

 

Değerli Okuyucum; Şimdi lütfen kendini yaklaşık yüzyıl önce yaşanmış bu tarihi olayların bir yerine koy ve oradan bugüne bakıp, ne gördüğünü kendine sor;

Kendisinden ibret alınmayan tarih nasıl da tekerrür ediyor değil mi? Ve O gün, batı emperyalizminin Türk coğrafyasındaki oyununu bozan Atatürk’e bugün bile düşmanlık besleyenlerin, bu duygularının nereden kaynaklandığı nasıl da ortaya çıkıveriyor…

 

 


Okunma : 333

YORUMLAR
Bu Habere 1 Yorum Yapılmıştır.
  • Ali Dogan diyor ki ;
    11 Aralık 2013 16:33

    Muhterem üstadım ne güzel bir hatırlatma olmuş. Eline, koluna, aklına, yüreğine ve kalemine sağlık. Bizler çok şükür okuyup yazıp paylaşıyoruz. Ya okuduğunu siyasi hırsları sebebiyle anlayamayanlara, kömür makarna peşinde koşan ve hiç okuma yazması olmayanlara nasıl anlatacağız. Çözüm şurada, Atatürk bundan çok daha zorlu bir yolculuğa çıktığında etrafındaki insan manzarası bundan on bin defa daha vahimdi ve O buna rağman başardı. Sırf bu gerçekten dolayı bile olsa asla geleceğimizden umutsuzluğa kapılmıyorum. Sonuna kadar mücadeleye varım. Lütfen facebooktaki ÇAĞDAŞ TÜRKİYE PLATFORMU’na güzel dostları bekliyoruz. Bu yaklaşan seçimleri savsaklamayacağız. Artık işin şakası yaranliği kalmadı. Bıçak tam da kemikte dayalı. Saygılar…

durum
Sivas
31°C / 13°C
diger
DOLAR

2,02 / 0,40

cizgi
EURO

2,68/ 0,09

cizgi
ALTIN

85,3 / % -1,1

KÖŞE YAZARLARI

baslik

EN ÇOK OKUNANLAR