logo

Diyanet İşleri Başkanlığının Raporu ve Cuma Hutbesi !


Mali Müşavir Ali Kılıç
smmmalikilic@hotmail.com

Diyanet İşleri başkanlığı tarafından hazırlanarak,  Sayın başbakana sunulan bir rapor, bazı medya organlarına yansıdı. Bu raporda:

1-      Bir Din işleri yüksek kurulunun kurulması, bu kurulun bakanlık veya başbakan yardımcılığına bağlı olarak kurgulanması,

2-      Diyanet bu yapının altında olsun, Diyanet gibi Alevilerde benzeri bir yapı ile bu kurula bağlı olsun

3-      Alevilerin sorunları ve çözümü kurulacak yeni yapı ile sağlansın

4-      Cem evlerine statü verilsin ( İbadethane gibi )

5-      Din işleri yüksek kurulu sadece aleviler veya diyanet değil diğer tüm azınlık inançların ihtiyaç ve problemlerin çözümü için çalışsın. Gibi hususların bulunduğu konular,  medyada yer aldı.

Evet, Diyanet işleri  Başkanlığının bu Alevilik konusunda  çalışması maalesef son derece geç kalmış bir çalışma olmasına rağmen, o  derece de  önemli bir çalışma. Çünkü: Ülkemizde Alevilik meselesi son derece kapalı kalmış bir konu. Aleviliğin ne olduğu toplumun büyük bir kesimi tarafından ( Hem aleviler hem de Sünniler )  bilinmemekte veya yanlış bilinmekte. Bu yanlışlıktan dolayı Türk toplumu zaman zaman telafisi güç olan  sıkıntılar da yaşadı. Özellikle Aleviliğin Tarihi tezahürünün nasıl olduğu, Aleviliğin  ne olduğu, ne anlama geldiği gibi ana konuların bu yetkili kurul tarafından Türk toplumuna açıklanması son derece hayati bir konu. Toplumda bu konuda bilsin bilmesin  dili olan herkes  konuşuyor, Kimine göre Alevilik ayrı bir din, kimine göre Alevilik bir mezhep, kimine göre Alevilik bir tarikat. İşte bu hususların Bu kurul tarafından ilmi kariyere ve tarihi gerçeklere göre doğru olarak, topluma açıklanması hem bu tür spekülasyonlara dur diyecek hem de toplum, yetkililerden  doğruyu öğrenmiş olacak ve bunun yanında  hem cem evleri, hem de dedeler bu tarife göre yerlerini bulacaklar.   Ve daha da önemlisi  herkes Aleviliği kendine göre tarif etmeyecek ve yorumlamayacaktır. İnşallah Bu çalışma kağıt üzerinde kalmaz.

Diğer bir önemli konu,  bu yılki 30 Ağustos zafer bayramının  yıl dönümü,  Cuma gününe denk geldi. 30 Ağustos Türk milletinin şanlı tarihinde önemli bir gündür. 1922 yılında 26 Ağustosta başlayıp, 30 ağustosta; Mustafa Kemalin baş kumandanlığında Büyük taarruzun,  zaferle sonuçlandığı gündür. Bu tarihi gün 1935 yılı mayıs ayında TBMM tarafından zafer bayramı olarak ilan edilmiştir. Her yıl Harp okulları ve astsubay meslek yüksek okulları bu tarihte mezun verir. Tüm subay ve astsubayların rütbe değişiklikleri bu tarihte geçerli olur. İşte bu tarihi günde okunan Cuma hutbesi ise maalesef bu tarihi güne uygun olarak kaleme alınmamıştı. Dünyada mevcut olan diğer Müslüman milletlerden hiç birinin tarihinde TÜRK Milleti tarafından kazanılmış 30 Ağustos zaferi gibi bir zafer bulunmamaktadır. Hal böyle olmasına rağmen okunan hutbede “ İslam coğrafyasının bu günlerde maruz kaldığı, zulüm, zorbalık, haksızlık ve kötülüklerden “ bahsedilirken Tarihe altın harflerle yazılmış olan bu zaferi kazanan milletin TÜRK milleti olduğundan, açık olarak bahsedilmemesi ( hutbeyi baştan sona  internetten  okudum, Bir defa olsun  “TÜRK” kelimesi metinde bulunmamaktadır.)  acaba bir yazım hatası mı? Yoksa bir kasıt mı? Bu zaferin kazanılmasında canla başla mücadele etmiş olan TÜRK insanının Bu hutbede TÜRK olarak anılmaması,  vebalden başka  kime ne fayda sağlamaktadır? Bunu yazanlar ve okunmasına izin verenler; Bu zaferi kazananların kemiklerini sızlattıklarının farkındalar mı?  Kafalarını ellerinin arasına alıp bir daha düşünsünler.  

Share
24 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

4+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • TÜRK MİLLETİ İÇİN EN ÖNEMLİ UNSUR BAYRAKTIR

    24 Mart 2015 Köşe Yazarları, Tüm Manşetler

    MİLLİ BENLİĞİN EN ÖNEMLİ UNSURU BAYRAKTIR BİR MİLLETİ MİLLİ BENLİKTE YOKSUN OLURSA ,BAŞKA MİLLETLERE OYUNCAK OLUR Bizler Milliyetçiliği ayaklar altına alıp çignemiyoruz, ''Kişi kavmini sevmekle suçlanamaz . kutlu sözüne dayanarak her millet kendi bayrağını en üst noktada tutmak ister diyoruz.''Bizler Türk Bayrağını baş tacı yapıyoruz,öpüp alnımıza koyuyoruz.Bayrağımızı tere atan ve yakan soysuzlar ve ermeni piçlerine burdan sesleniyorum o bayrağın diteği bir gün hepinizin bir yerine girecektir , Şimdi biz soruyoruz,Milli bir ruh olmazsa...
  • DEĞERLERİMİZ BÜYÜKLERİMİZ

    24 Mart 2015 Köşe Yazarları, Tüm Manşetler

    Ülkemizde her yıl 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan aslında kutlanamayan pek önemsenmeyen hatta hiç akla gelmeyen, en önemli haftalardan biri olan Yaşlılar haftası içerisinde bulunmaktayız. Ülkemizde sevgililer gününün, anneler ve babalar gününe baskın geldiği bu dönemde toplum tarafından yaşlılarımızı hatırlayıp anmak ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Toplum tarafınca büyüklerimize saygıyı, geçmişimize bağlılığı, kültürel değerlerimizi önemseyip yaşatmadığımız sürece, bizler nereden ve kimler tarafınca bugünlere geldiğimizi unutmuş olaca...
  • ACI’ NIN SAĞI SOLU OLUR MU ?

    27 Şubat 2015 Köşe Yazarları, Tüm Manşetler

    Kaybettiğimiz kardeşimiz Fırat ÇAKIROĞLU' na Allah tan rahmet diliyor ve yine kaybettiğimiz 4 pilot şehitlerimize de mekanları cennet olsun diyor yazıma başlıyorum. Yüreklerimizi dağlayan acının hic bir siyasi farkı yoktur olamazda, acı her dilde, her dinde ve her yürekte aynıdır. Yitip giden canların acısını dahi siyasi görüşlere, inanclara yönelik yaşar olduk. Bir olup yitirdiklerimize sahip çıkmak yerine hâla bu ateşi körükleyerek bölücülüğü tercih ediyoruz. Yıllar evvel Sivas ' ta madımak faciasında kaybettiğimiz canlar, beş altı yıl evv...
  • DEMOKRASİ VE MİLLETVEKİLİ ADAYLARI

    24 Şubat 2015 Köşe Yazarları, Tüm Manşetler

    Ülkemiz Demokrasi ile yönetiliyor,  Dünyadaki en güzel idare  yöntemlerinin başında  da demokrasi gelmektedir. Demokrasi kelimesi  bize Fransızca da “Democratie “ sözcüğünden girmiş olan yunanca bir kelime. Anlamına baktığımızda Demokrasi:  “ Tüm üye ve vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirme, eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi” olarak tarif edilmekte. Gerçekten tarifi çok güzel. Bu tarife bazı ilim  adamları  ve yazarlar şu kısa anlamları da  vermektedirler. Çoğunluğun Yönetimi, Azınlık haklarını güvenc...