Kendilerini İkinci Cumhuriyetçi diye adlandıran bir takım kimlik özürlü adamların(!) Özal iktidarları döneminden başlayan “Yeni Model Türkiye” saçmalıklarının bölücü terör örgütü PKK ve dış güçler tarafından da desteklenmesi, AKP ye iktidar olur olmaz ayak basacak bir zemini hazırlamıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşuna, başlangıcından itibaren razı olmayan malum zihniyet erbabı (bir büyük emperyal proje dâhilinde de olsa) iktidarı ele geçirir geçirmez hazırlanmış bu zemine ayaklarını basarak ve aslında hiçbir zaman içlerine sindiremedikleri Demokrasi, insan hakları, eşitlik, hukuk devleti, sosyal adalet gibi kavramların gölgesine sığınıp milli devletimizin temellerini çürütmeye başladılar.
İktidarlarının ilk on yılında muhalefet partilerinin, özellikle MHP’nin direncine rağmen, Meclisteki çoğunluk ve kendileriyle amaç birliği olan güçlü dış ve iç mihrakların destek ve yardımları sayesinde devletin çökertilmesi konusunda büyük mesafe katettilerini de kabul etmek gerekir.
*****
Gelinen noktada artık her şey ayan beyan ortadadır.
Özellikle son bir yıl içinde yaşadığımız olaylar herkesin görüp, anlayabileceği netlikte gelişmektedir.
Başbakan’a ve iktidarına biat etmemiş veya olaylar gözünün önünden geçerken ısrarla kafasını çevirme bağnazlığı göstermeyen herkesin kavrayabileceği netlikte ve açıklıktadır.
*****
Mesela; son birkaç aydan beri uyguladıkları ve adına barış süreci dedikleri bu maskaralığın gizli kapaklı ve anlaşılamayacak neresi kaldı?
PKK’nın çözüm örgütü, yol arkadaşı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Terör örgütü haline getirildiği anlaşılamıyor mu?
Başbakanın kendisi veya görevlendirdiği yetkililerle Apo arasında yeni bir Türkiye modeli üzerinde çalışıldığını anlayabilmek için çok mu zeki olmak gerekir?
ABD kendi teröristlerine Dünyayı dar edip, dünyanın neresinde olursa olsun bulup imha ederken, bizim bölücü terör örgütüyle pazarlık yapmamızı alkışlıyor.
AB parlamentosu PKK yı terör örgütü olmaktan çıkarıyor.
Aysel Tuğluk daha bu gün meydan konuşmasında “Bundan sonra kimse PKK’ya terör örgütü diyemez. Diye kendini yırtıyor.
Kandil canisi Karayılan Asker çekilsin, Özel tim kaldırılsın, Apo’ya özgürlük verilsin, Koruculuk lav edilsin, yeni anayasa yapılsın. Diyor. Bu gelişmelerin ve bu sözlerin bizi nerelere sürüklemekte olduğunu sezebilmek veya anlayabilmek için kâhin olmaya gerek var mı?
*****
Bütün bunları ve daha fazlasını görenler, bizzat Başbakan’ın seçerek yedi bölgeye salıverdiği 63 akil insana(!) tepki gösterirken veya fikirlerini söylemek isterken artik biber gazına maruz kalıyorlar.
Devletten yana olanların suçlu, bölücülerin yol arkadaşı olduğunu görebilmek için bu manzaraların daha kaç defa tekrarlanması lazım?
*****
Bu haftaki yazıyı, gidişatı gerçek manasıyla anlayabilmiş olan bir şehit yakınının Akillere(!) verdiği dersle bitirelim;
Damadının şehit olduğunu ve yetim kalan 2 torun büyüttüğünü söyleyen Akdağ:
* “Ben kimseden değer beklemiyorum. Ama ezilmek de istemiyorum.
* Benim Kürt ile sorunum yok ama terörle sorunum var.
* Bir akil insan çıkıp ‘İki taraftan da çok şehit annesi ağladı’ demesin. ‘Türk bayrağı demesek ne olur’ demesin.
* İnsansan barış istersin ama her şeye rağmen barış değil. Adam gibi barış.
* Keşke son şehit benim damadım olsaydı. Ama söylenenlere bakıyorsunuz içim acıyor.
* Ülkemizi seviyorum ben, damadımı toprağa verdim, kızım, torunlarım için ‘vatan sağ olsun’ dedim.
* Ben Türk milliyetçiyim. Ben nasıl göğsümü gererek ‘Türküm’ diyorsam, Kürt kardeşim de desin bu beni incitmez.
* Benim Kürt’le derdim yok. Ama hain ayrı.
* Hainle şehit ailesini yan yana getirdiğiniz gün Allah hepinizden sorsun.
* Bana öyle bir cümle söylesinler ki nasıl helalleşeceğimi bileyim.
Gidip elinden öpeyim” dedi.